9 Ekim 2016 Pazar

Katmandu

Sabah uyandığımda ilk işim dışarıya bakmak oldu. Hava pırıl pırıl güneşli idi. Burada geçireceğimiz iki günümüz vardı. Bu iki günde Katmandu'yu ve yakın mesafede bulunan belli başlı yerleri gezmeyi planlamıştık. Otelde aldığımız sıkı bir kahvaltı sonrası bir gün önce otel yönetiminin tavsiyesi üzerine anlaştığımız araçla şehir gezimiz başladı.
İlk durağımız şehre hakim bir tepede bulunan "Swayambhunath" Budist Tapınağı ya da yaygın olarak bilinen adı ile "Monkey Temple" (Maymun Tapınağı) idi. 



Tapınağa şehir merkezinden kuzey yönüne doğru dönerek çıkan bir yoldan ulaşılıyordu. Giriş kapısının önünde araçtan inerek avludan başlayan basamaklardan tepeye doğru çıkmaya başladık. Yol kenarındaki duvarın üzerinde bulunan maymunlar çıkanlara eşlik ediyorlardı. Nepal efsanelerine göre bu maymunlar kutsal sayılıyormuş. Merdivenlerin sonundaki tepede bulunan yapıların ihtişamı ise göz alıcıydı. Ne yazık ki geçtiğimiz yıl yaşanan depremde bu tarihi yapıların bir çoğu hasar görmüştü. 









Yapılardaki mimari özellikler, halkın giyim tarzı ve temizlik anlayışı Hindistan'dan sonra bu ülkenin kültürel olarak ne kadar farklı olduğunu belli ediyordu. Meydanda bulunan terastan Katmandu'yu tepeden seyrettikten ve bolca resim çektikten sonra tapınaktan ayrıldık. 





Bundan sonraki durağımız şehir merkezinde bulunan "Durbar Meydanı" idi. Katmandu'da hayat bu meydanda ve kaldığımız otele oldukça yakın olan "Thamel" çarşısında geçiyordu. Bu yerler turistler tarafından yoğun olarak rağbet görmekteydi. Geçen yıl yaşanan depremin verdiği hasar burada da kendini gösteriyordu. 


Meydanda yaptığımız kısa bir gezintinin ardından şehrin "Patan" adı verilen bölgesine geçtik. Patan Katmandu'nun tarihi bölgelerinden biri olma özelliğini taşıdığından girişi ücrete tabi idi. Kişi başı 500 Nepal Rupisi karşılığı bilet aldık. Bölgeye giren yolun sonu büyük bir meydana açılıyordu. Bu meydanın da adı Durbar Meydanı idi. Bu arada Nepal'de aynı isimle yani "Durbar" adı ile anılan üç meydan olduğunu öğrendik. Bu üç meydan da "Unesco Kültür Mirası" listesinde yer alıyormuş. Meydanda artık Nepal'de görmeye alıştığımız tarzda inşa edilmiş üzeri çeşitli kabartmalarla bezeli tapınak ve yapılar vardı. Yapıların bir çoğu depremde hasar gördüğünden yıkılmasını önlemek için kalaslarla desteklenmişti. 







Vakit öğleyi bulmuştu. Bir binanın üst katında bulunan meydana hakim bir lokantada öğle yemeği molası verdik. Yemek sonrası bölgeyi dolaştık. Bolca resim çektik. Dolaşmaktan yorulunca meydana bakan yapılardan birinin içindeki avluda bulunan bir kafede birer masala çayı içmek çok iyi geldi.








Sırada Nepal'deki en büyük stupa özelliğini taşıyan "Boudhnath" Tapınağı vardı. Bu tapınak da Durbar Meydanları gibi "Unesco Kültür Mirası" listesinde idi. Daha önce gördüğümüz yapılar gibi bu tapınak ta depremden hasar görmüştü ve restorasyon çalışmaları devam etmekteydi. Tapınağın etrafını çevreleyen yolda Budist rahiplerin arasında yürürken çevredeki manastırlarda ibadet edenleri izliyor, rahatsızlık vermeden resim almaya çalışıyorduk. Bu arada stupanın ne anlama geldiğini de söylemeden geçmemek lazım. Stupalar, Budizm'ın yaygın olduğu coğrafyalarda içinde kutsal kişilere ait eşyaların saklandığı üst tarafında şemsiyeye benzer bir uzantının olduğu alt tarafı kubbe şeklindeki tapınaklar olarak tanımlanıyor. 








Hava artık kararmaya başlamıştı. Bindiğimiz aracı kullanan şöförden bizi Thamel Çarşısına bırakmasını rica ettik. Niyetimiz çarşıyı gezmek ve akşam yemeği için uygun bir yer bulmaktı. Bu arada yarının programını da yapmaya çalışıyorduk. Seyahat öncesi Katmandu'da yapılacak aktiviteleri incelerken gözümüze Himalaya'lar üzerinde küçük uçaklarla yapılan turlar çarpmıştı. Buralara kadar gelmişken bunu yapmadan dönmek olmaz dedik ve bu uçuşları organize eden bir ofisten yarın sabah için biletlerimizi aldık.
Thamel Çarşısına geldiğimizde hava tamamiyle kararmıştı. Çarşı daracık sokaklardan oluşan bir labirenti andırıyordu. Envai çeşit ürünlerin satıldığı küçük küçük dükkanlarda aradığınız her şeyi bulabilirdiniz. Baharatçılar, doğal ürünler, hediyelik eşyalar, yöresel kılık kıyafet ve aksesuar satanlar arasında dolanırken saatin ilerlediğini dükkanların yavaş yavaş kepenklerini kapatmasından anladık. Bir binanın üst katındaki bir lokantada karnımızı doyurduktan sonra Hindistan'dan sonra Nepal'de de bolca bulunan rikşalardan biri ile anlaşarak otelin yolunu tuttuk.
Yarın sabah oldukça erken kalkarak havaalanına gidecek ve bizi gün doğarken Himalaya turu yaptıracak olan uçağa yetişecektik. Daha sonra ise şehir dışına yapacağımız güzel bir gezi bizi bekliyordu. Bakalım Katmandu'daki ikinci günümüz nasıl geçecekti. 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder