2 Ağustos 2017 Çarşamba

Palawan adası ve Puerto Princesa Yeraltı Nehri

Palawan Adası Filipinler'in "Visayas" adlı coğrafi bölgesinde bulunan ince uzun bir ada. Başkenti "Puerto Princesa". Son yıllarda denizi ve muhteşem lagünleri ile adı sıkça duyulmaya başlayan sahil kasabası "El Nido" ile Unesco tarafından dünyanın "7 Yeni Doğa Harikası" olarak seçilen "Puerto Princesa Yeraltı Nehri" burada. 






"Bombardier" tipi pervaneli küçük uçağımız Sulu Denizi'nin mavi suları üzerinde Manila'ya doğru uçarken Coron Adası'ndan sonra önümüzdeki 5 günü geçireceğimiz Palawan'da bizi nelerin beklediğini merak ediyorduk. Sabah erken kalkmış, kahvaltı sonrası bir minibüs ile Busuanga Havaalanı'na gelmiş, PAL Havayollarının PR 2032 sefer sayılı uçağı ile Manila'ya hareket etmiştik. 



Uçağımız Manila'nın uluslararası "Ninoy Aquino" Havalimanı'nın 3 No.lu terminal binasına yanaştığında saat 11:00 suları idi. Palawan uçuşumuz saat 15:40'da olduğundan önümüzde Coron'a giderken "Left Luggage" bankosuna emanete bıraktığımız valizleri almak ve birşeyler atıştırmak için bol zamanımız vardı. Ninoy Aquino Havalimanı'nın 3 No.lu terminal binası mağazaları, restoran ve kafeleri ile oldukça büyüktü. 4 saate yakın bekleme süresini sıkılmadan geçirdik. Palawan Adası'na Cebu Pacific Havayolları ile uçacaktık. Vaktinde kalkan uçağımız 1,5 saat sonra "Puerto Princesa" Havalimanı'na iniş yaptı. 




Palawan Adası için program yaparken hedefimizde "Yeraltı Nehri" ni görmek ve El Nido'daki tekne turlarına katılmak vardı. El Nido Kasabası Palawan Adası'nı kuzey-doğusunda neredeyse adanın en uç noktasında idi. Puerto Princesa'dan buraya karadan 230 km.yi yaklaşık 6 saatte katederek gidilebiliyordu. Yeraltı Nehri'nin bulunduğu Sabang Plajı ise bu yolun üzerinde yer alıyordu. Biz hem yolu kolaylamak hem de yeraltı nehrini gezmek için iki gece Sabang Plajı'nda konaklamayı tercih etmiştik. Uçaktan indiğimizde Sabang Plajı'na gidecek yolcuları götürmek üzere bekleyen bir minibüse binerek hareket ettik. Yolumuz kırların ve ağaçlıklı alanların arasından devam ediyordu. Sabang Plajı'na giden yol ayrımına geldiğimizde hava iyice kararmıştı. Aracımız saat 21:00 gibi kalacağımız tesisin önünde bizi bıraktı. Giriş işlemlerinden sonra Manila'da iken yarınki yeraltı nehir gezisi için görüşme yaptığımız yetkiliyi bulup rezervasyonumuzu kesinleştirdikten sonra odamıza çıktık. 
Sabah oldukça erken bir saatte kalkarak tesisin denize bakan restoranında yaptığımız hızlı bir kahvaltı sonrası lobide toplandık. Gurup halinde tesisin önündeki kumsaldan yürüyerek teknelerin kalkacağı iskeleye geldik. İskelenin önü yeraltı nehir gezisi için gelenlerle dolmuştu. Guruplar halinde Filipinlere özgü "banca" denilen teknelerle denize açıldık. Peş peşe kalkan tekneler kıyıyı takip ederek hızla ilerlemekteydi. 




Yaklaşık yirmi dakikalık bir yolculuk sonrası teknemiz kıyıdaki bir iskeleye yanaştı. Topluca ağaçların arasından yürüyerek iç kısımlarda bulunan bir gölün kıyısına geldik. 10-15 kişiden oluşan guruplar burada kanolara binerek yeraltı nehrinin bulunduğu mağaraya giriyorlardı.






Yeraltı nehrinin girişi


Yeraltı nehri mağaranın girişinden itibaren galeriler halinde iç kısımlara doğru devam ediyordu. Yaklaşık 4,5 km. lik bölümü tekne ile gezmeye müsait olan nehrin bulunduğu mağaranın uzunluğu 24 km.yi buluyormuş. Bu mesafe ile dünyanın en uzun yeraltı nehri olarak kayıtlara geçmiş. İçerisi oldukça serin ve rutubetli idi. Mağaradaki galerilerin tavanlarında yüzlerce yarasa başaşağı sarkıyordu. Galerilerdeki sarkıt ve dikitler çok ilginç formlar oluşturmuştu.
Mağaranın içinde 45 dakika süren geziyi tamamlayarak geldiğimiz yoldan Sabang Plajı'na döndük. Günün geri kalan kısmını kumsalda güneşlenerek ve denize girerek geçirdik. 







Tesisin kıyıdaki restoranında akşam yemeğini canlı müzik eşliğinde yerken Filipinlere gelmekle ne kadar doğru bir karar verdiğimizi düşünüyorduk. Gerçekten gezinin bugüne kadar olan kısmı son derece doyurucu ve güzel geçmişti. 
Kumsalda yaptığımız kısa bir yürüyüşten sonra kıyıdaki hamaklarda sallanırken denizden doğru esen ılık rüzgarın kokusunu doya doya içimize çektik. Filipinler'de bir akşam daha sona eriyordu. Yarın Sabang'dan ayrılarak, gezginlerin anlata anlata bitiremedikleri El Nido'ya gidecektik. El Nido gezginler arasında nerdeyse bir efsane haline gelmişti. Burası daha yeni keşfedilmeye başladığından ve ulaşım imkanları kısıtlı olduğundan doğallığını kaybetmediğini, turizmin yıkıcı etkilerinden henüz nasibini almadığını duymuştuk. Yarın sabah için hazırlık yapmak üzere odamıza giderken El Nido'da bizi nelerin beklediğini merak ediyorduk.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder