Uzak ülkelere gitmek, bunun
için uzun ve zorlu yollar katetmek isteği hayallerimizi her zaman süslemiştir.
Son on yılda Çin ve Doğu Asya ülkelerine yaptığımız seyahatlerden sonra 2015
yılındaki Güney Amerika seyahatimiz o güne kadar yaptığımız en uzun yol
olmuştu. Döner dönmez tamam demiştik, bundan sonraki hedefimiz Okyanusya olmalı
diyerek seyahat planı üzerinde çalışmalara başlamış, rotamızı oluşturmuş,
vizeler ve rezervasyonları neredeyse tamamlamıştık. Planımıza göre 2015 yılının
Kasım ayı sonuna doğru hareket edecek, yılbaşından önce Türkiye'ye dönecektik.
Ancak...
Seyahat tarihimize bir ay
kala yakın aile çevremizde aniden ortaya çıkan bir sağlık sorunu nedeniyle 2015
yılının sonuna doğru yapmayı düşündüğümüz bu seyahati ertelemek zorunda
kaldık.
Yaz sonuna doğru şartlar elverişli
duruma geldiğinden düşündüğümüz bu seyahati tekrar gündeme getirmeye karar
verdik. Kolları sıvadık ve bir yıl önce oluşturduğumuz rotayı bütün ayrıntıları
ile gözden geçirmeye başladık. Avustralya'ya gitmişken yeni yıla Sidney'de
girmek bizim için güzel bir anı olacaktı. Bunu düşünerek gidiş tarihimizi
Aralık ayının ilk günleri olarak belirledik. Yılın son gününü Sidney'de
geçirdikten sonra da Ocak ayının ilk günlerinde Türkiye'ye dönmeye karar
verdik.
Avustralya'ya gitmişken Yeni
Zelanda'yı görmeden dönmek olmazdı. Rotamızı buna göre şekillendirdik.
Seyahatimiz toplam bir ayı bulacaktı. Giderken mutlaka bir aktarma yapmamız
şarttı. Singapur, aktarmalı gidişler için uçak fiyatları açısından en uygun
yerdi. İstanbul Singapur uçuşu 11 saat sürüyordu. Singapur Sidney arası ise 8
saat sürecekti. İki uzun uçuş arasında bir gecelik konaklamanın iyi olacağını
düşünerek hem gidiş hem de dönüşte Singapur'da birer gece kalmaya karar verdik.
Aynı zamanda bu konaklama bize 10 yıl kadar önce gittiğimiz Singapur'u tekrar
görme ve geçen on yıl içindeki değişimi gözlemleme fırsatı verecekti.
Avustralya'da yapacağımız
rotayı belirlemek için detaylı bir araştırma yapmamız gerekti. Kıta çok büyüktü
ve görülecek çok yer vardı. Sidney ülkeye giriş ve çıkış noktamız olacaktı.
Avusturalya'nın yaşayan en eski etnik topluluklarından Aborjinlerin kutsal
saydıkları "Ayers Rock" ya da özgün adıyla "Uluru" yu
görmeyi çok istiyorduk. Bunun için "Red Center" olarak adlandırılan
kıtanın orta kesimine gitmemiz gerekecekti.
Sidney Opera Binası |
Ayers Rock (Uluru) |
Bir başka görmek istediğimiz
bölge de Pasifik kıyıları idi. Burada dünyanın en büyük canlı organizması
olarak kabul edilen 2900 resif, 900 adadan oluşan ve 350.000 km2 ye yakın bir
alan kaplayan "Büyük Set Resifi" (Great Barrier Reef) yer alıyordu.
Önce bu bölgenin kumsalları ve eğlence mekanları ile ünlü "Gold Cost"
denilen kesimini görmek için Queensland Eyaletinin en büyük şehri olan
"Brisbane"e gitmeyi düşündük. Burası temalı eğlence parklarının ve
alışveriş merkezlerinin yeraldığı, özellikle sörf tutkunlarının tercih ettiği,
hareketten hoşlananlar için ideal bir bölge idi. Bu sahili biraz inceleyince
daha kuzeyde bulunan "Cairns" şehrinin ve civarındaki coğrafyanın
doğal güzellikler açısından bize daha çok hitap edeceğini gördük. Cairns"
sadece "Büyük Set Resifi"nin karşısında olmakla kalmıyor aynı zamanda
"Daintree Yağmur Ormanları"na yapılacak geziler için oldukça
elverişli bir konumda bulunuyordu. Böylece Avustralya'nın iki önemli noktasını
rotamıza almış oluyorduk.
![]() |
Büyük Set Resifi (Great Barrier Reef) |
Cairns |
Yeni Zelanda'ya gidişimiz
uçak bilet fiyatlarının nisbeten uygun olması nedeniyle Sidney üzerinden
olacak, önce kuzey, sonra da güney adasını gezdikten sonra Melbourn üzerinden
tekrar Avustralya'ya giriş yapacaktık.
Bilet fiyatlarını
araştırdığımızda en uygun seferin Sidney Auckland arasında olduğu görülüyordu.
Böylece ülkeye girişi Auckland üzerinden yapmaya karar verdik.
Tren
yolculukları öteden beri bizi cezbeden, keyif aldığımız bir seyahat
şeklidir. Trenle seyahat esnasında etrafınızda akıp giden
manzarayı seyrederken şehir dışı yaşamı izliyor, ülkenin coğrafi yapısı
hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz. Bu yüzden seyahatlerimize eğer varsa rotamız
üzerindeki tren yolculuklarını dahil etmeyi daima tercih ederiz. Yeni
Zelanda'nın resmi tren yolu şirketi olan "Kiwi Rail" değişik
rotalarla ülkeyi gezenler için farklı seçenekler sunuyordu. Tren seyahatini
başlangıçta iki farklı hatta yapmaya karar verdik. İlk tren seyahatimiz kuzey
adasında Auckland Wellington arasında olacaktı. Böylece başkent Wellington'ı da
görmüş olacaktık.
Auckland |
Auckland tren istasyonu |
Wellington |
İkinci tren yolculuğunu ise
Wellington Christchurch arasında yapmayı düşündük. Wellington'dan feribot ile
Cook Boğazı'nı geçerek boğazın Güney Adası kıyısında bulunan Picton'a gidecek,
buradan trene binecektik. Bu hat Güney Adası'nın sahil kesiminden gittiği için
manzaralı bir yoldu. Christchurch'de geçireceğimiz günü ise "Sperm
Whales" türü balinaların sıkça görüldüğü sahildeki "Kaikoura"
şehrinde tekne ile balina gözlem turu yaparak değerlendirecektik. Ama, hiç
hesapta olmayan bir durumla karşılaştık. Her iki hat için biletlerimizi
aldıktan bir hafta sonra Yeni Zelanda'nın Güney Adası büyük bir deprem ile
sarsıldı. Wellington Christchurch arasındaki tren hattı kapandı. Kaikoura
şehrine giriş çıkışlar durduruldu. Zorunlu olarak ikinci tren seyahatini iptal
ettik. Christchurch'e hava yolu ile gitmek zorunda kaldık.
Güney Adası'nı incelerken bu
bölgenin karlı zirveler ve fiyordlarla dolu olduğunu görmüş, özellikle
Milfordsound adlı fiyordun resimlerine hayran kalmıştık. Bu bölgede civar
gezileri için en uygun şehir ise Queenstown idi. Öyleyse Christchurch'den
sonraki durağımız Queenstown olmalıydı. Christchurch Queenstown arasında ise
birbirinden güzel göller yer alıyordu. Bu rotayı da otobüsle yapmaya karar
verdik. Queenstown'da 3 gece kaldıktan sonra Yeni Zelanda'dan ayrılacak,
Melbourn'dan tekrar Avustralya'ya giriş yapacaktık.
Queenstown |
Milfordsound |
Melbourn'da 3 gün kalmayı
planlamıştık. Şehri tanımak, Philip Adası ve Great Ocean Road gibi çevre
gezileri yapmak için bu süre yeterli gibiydi. Yeni yıla Sidney'de girmeyi
planladığımızdan 31 Aralık günü Sidney'e geçecek, o gece yeni yılı karşıladıktan
sonra 1 Ocak 2017 Pazar günü Singapur'a hareket edecektik. Singapur'da
yapacağımız bir gecelik konaklamanın ardından 3 Ocak Salı sabahı İstanbul'a
varmış olacaktık.
Seyahat planımız şekillenmişti. Tüm
otel, uçak ve tren rezervasyonlarını bu plana göre tamamladık. Özellikle görmek
istediğimiz birkaç bölgenin gezileri için ise yerlerimizi ayırttık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder