Sabah erkenden toplanıp hızlı bir kahvaltı sonrası hareket ettik. Bizi havaalanına kaldığımız tesisin sahibi Mr.Enrico arabasıyla götürmek istedi. Filipinli eşi de kedilerinden biri ile birlikte bize katıldı. Meğer tesiste besledikleri kedilerden biri hastalanmış, ameliyat ettirmek üzere veterinere götürüyorlarmış. Geçerken bizi de havaalanına bıraktılar. Mr.Enrico ile eşi son derece sevecen ve hoş sohbet insanlardı. Akşamları bahçede otururken birlikte sohbet etme imkanı bulmuş, yakın ilgilerinden çok memnun kalmıştık. Bohol adasından çok güzel anılarla ayrılıyorduk.
PAL Havayollarının PR 2033 sefer sayılı uçağı vaktinde kalktı. Hava açık olduğundan üstünde uçtuğumuz bölgeyi rahatlıkla görebiliyorduk. Uçağın penceresinden görünen manzara harikulade idi. Uçsuz bucaksız denizin üzerinden uçarken görüş alanımıza giren irili ufaklı mercan adaları, çevresindeki türkuaz rengi deniz muhteşemdi.
Minik uçağımız saat 15:30 civarında Busuanga Havaalanı'na indi. Etraftaki yemyeşil bitki örtüsü, ılık ılık esen hafif bir rüzgar, tertemiz hava içimizi huzurla dolduruyordu. Coron'a giden minibüslerden birine binerek hareket ettik.
Yolumuz kah tarlaların arasından, kah ormanlık alanlardan geçiyor, arada birkaç kulübeden ibaret yerleşim yerlerine rastlıyorduk. Yaklaşık yarım saat sonra kalacağımız otele ulaştık.
Otele giriş yapar yapmaz yarınki gezi için tekne ve rehber ayarladıktan sonra odamıza yerleştik. Kaldığımız tesis yöreye hakim bir tepede ağaçların arasında idi. Yemek salonunun bulunduğu terastan Coron Adası ve önündeki boğazın görüntüsü muhteşemdi.
Terasta manzarayı seyrederek canlı müzik eşliğinde güzel bir akşam yemeği yemek bugünkü koşuşturmadan sonra çok iyi geldi. Bu arada bahçedeki ağaçlardan birinin üzerindeki meyveler dikkatimizi çekmişti. Meğer bu ağaç "Kaju" ağacı imiş. Masamıza bir tabak içinde bu meyvelerden getirdiler. Elmayı andıran meyvenin sap kısmı bildiğimiz kaju fıstığının yaş hali idi. İlerleyen günlerde bu ağaçlardan yol kenarlarında bol miktarda görecektik.
Yarın Coron Adası'ndaki göllerde tam gün sürecek bir gezimiz vardı. Bir sonraki gün ise yine Manila'dan aktarma yaparak Palawan Adası'na geçecektik. Filipinler gezimiz işte böyle, bir adadan bir başka adaya alışılmışın dışında yapılan yolculuklarla geçen farklı bir gezi şeklinde devam etmekteydi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder