Air Asya Havayolları'nın Z2 354 sefer sayılı uçağı adanın güneyinde bulunan "Tagbilaran" Havaalanına indiğinde saat 13:00 civarı idi. Seyahat öncesi kalacağımız tesis ile yaptığımız yazışma sonucu bizi havaalanında karşılayacaklarını öğrendiğimizden valizleri aldıktan sonra etrafta kimseyi göremeyince tesise mail göndererek yanlış anlama olup olmadığını sorgulamaya başlamıştık. Neyse kısa süre sonra bizi almaya gelen sonradan tesisin sahibi olduğunu öğrendiğimiz Bay Enrico ile buluştuk. Enrico 35 yıldır Filipinlerde yaşayan İtalyan asıllı bir göçmen. Filipinli eşi ile birlikte adanın güneyinde bulunan Panglao Adasında şirin mi şirin bir tesisi işletiyorlar. Enrico bizi yeşillikler arasındaki yollardan geçirerek kalacağımız tesise getirdi. Burada kaldığımız iki gün boyunca Enrico ile çok keyifli sohbetlerimiz oldu. Tesisi çok güzel dekore etmişler . Kaldığımız bungalovdan, yemek servisine ve hatta masa düzenine kadar en ince detayla bizzat kendisi ilgileniyor.
![]() |
Kaldığımız tesis "Dream Native Resort" |
Panglao adası ana ada olan Bohol'a karayolu ile bağlı. Biz adanın doğu sahiline yakın olan kısmında kalıyorduk. Tesis ile deniz arasında yaklaşık 2 km. mesafe olduğundan deniz kenarına gitmek için Filipinler'de Jeepney'lerden sonra en yaygın taşıma aracı olan motorsikletten bozma "Tricycle" denilen üç tekerlekli araçlar kullanılıyor. Kalacağımız bungalova yerleştikten sonra hızlıca hazırlanıp tesise ait bir tricycle ile sahile doğru hareket ettik. Niyetimiz öğleden sonraki zamanımızı denize girerek değerlendirmekti. Bindiğimiz araç hoplaya zıplaya yeşillikler arasından geçerek sahildeki plajlardan birinin önünde bizi bıraktı. Geldiğimiz plaj bu sahil şeridinde yan yana sıralanan kumsallardan "Dumaluan" adıyla anılan bir plajdı. Önümüzdeki bembeyaz kumsal, sahile yakın demirlemiş Filipinlere özgü "banca" denilen tekneler, kumlarda güneşlenen insanlar, hafif bir esinti ile kıyıya vuran dalgalar bize tropikal iklim kuşağında olduğumuzu bütün güzelliği ile hatırlatmaktaydı.
![]() |
Tricycle'a binerken |
![]() |
Dumaluan Beach |
Denize bakarken bir şey dikkatimizi çekti. Geldiğimiz zaman kıyıya yakın mesafede sığ olan suların üzerinde gördüğümüz küçük küçük kumdan adacıklar gittikçe büyümekteydi. Bu iklim kuşağının bir özelliğine daha şahit olmaktaydık. Gel-git olayı bu coğrafyada nerdeyse gözle takip edilecek kadar belirgindi. Bölgedeki halkın gerekli önlemi almalarını sağlamak amacıyla takvimlerde denizin hangi ayın hangi gününde kaç metre çekileceği belirtiliyordu. Deniz daha fazla çekilmeden biz de kendimizi ılık sulara bırakalım dedik. Bembeyaz kumlarda yürümenin tadını çıkardık. Suların çekilmesiyle iyice ortaya çıkan adacıkların etrafında gezindik.
Harika bir akşam yemeği sonrası tesisin bahçesinde oturuken gecenin karanlığında gökyüzünde görünen yıldızlar sanki daha bir parlaktı. Şehir hayatının gürültüsünden ve ışık kirliğinden uzak olmanın verdiği huzur dolu bu ortamı bırakıp odamıza çekilmek içimizden gelmese de yarın Bohol Adasında yapacağımız tam gün sürecek gezi için dinlenmeli ve enerjimizi toplamalıydık. Filipinlere yaptığımız bu seyahat gittikçe daha heyecan verici olmaya başlamıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder