14 Nisan 2016 Perşembe

Iguazu Şelaleleri - Brezilya

Bugün Iguazu Şelalelerini Brezilya tarafından görmek için Brezilya'ya geçecektik. Bugüne kadar yaptığımız yurt dışı seyahatlerde Türkiye'den giriş ve çıkışları hariç tutarsak kara yolu ile yapacağımız 4. sınır geçişi olacaktı. Uzakdoğu'ya yaptığımız bir seyahatte Kamboçya'dan Tayland'a geçmiştik. Ayrıca Hırvatistan'dan Karadağ ve Bosna Hersek'e geçişlerimiz olmuştu. Bu geçişlerimizi gurup halinde ve rehber eşliğinde yaptığımızdan rahatsızlık hissetmemiştik. Bu sefer ilk defa kendi başımıza geçecek olduğumuz için önceden sıkı bir araştırma yapma gereği duymuştum. Okuduğum yorumlar beni bayağı tedirgin etmişti. 


Meğer çekinecek birşey yokmuş. Bir gün önce Arjantin tarafında bizi Milli Parka götüren taksi şöförü Wilson bu işi her gün yaparmış. Sözleştiğimiz saatte bizi otelden aldı. Arjantin ve Brezilya arasındaki sınırı oluşturan Iguazu Nehri üzerindeki köprüden geçerek sınıra geldik. Önce Arjantin tarafındaki gümrük kapısından çıkışımızı, yaklaşık 100 m. ilerdeki Brezilya gümrük kapısından da girişimizi yaptırdı. Bizim taksiden inmemize dahi gerek kalmamıştı.
Iguazu Şelalelerinin Brezilya tarafındaki yerleşim merkezinin adı Foz De Iguazu olarak geçiyor. Wilson bizi otele bıraktıktan bir saat sonra tekrar alarak Milli Parkın Brezilya tarafındaki girişine götürdü. Akşam belli bir saate buluşmak üzere sözleştik. Milli Parka giriş ücreti olarak kişi başı 52 Brezilya Reali ödedik. Bilet ofisinin bulunduğu binanın içinde küçük bir kafe ve birkaç tane mağaza yer alıyordu. Binanın dışındaki duraktan kalkan otobüsler parkın içindeki yol boyunca uzun bir tur yapmaktaydı. Biz de bu otobüsle yeşillikler arasında yol alarak parkın iç kısmında bulunan otelin önünde indik. Parkın Brezilya tarafında bulunan "Hotel Das Cataratas" Arjantin tarafındaki Sheraton Oteli'nin modern mimarisinin aksine koloni döneminin hatlarını taşımaktaydı. Otelde yaptığımız kısa bir keşiften sonra haritada Şeytan Boğazı olarak adlandırılan terasa giden patika yol boyunca yamaçtan aşağıya doğru yürümeye başladık.


Hava kapalı ve rutubetli idi. İnsanlar patika yol üzerinde seyir ve fotoğraf çekimi için oluşturulmuş terasçıklarda duruyor ve resim çekiyorlardı. Bu teraslardan gözüken manzara muhteşemdi. Arjantin tarafında şelalelerin neredeyse içinde idik. Brezilya tarafında ise şelaleleri panoramik olarak karşıdan görmekteydik.



Gördüğümüz manzaraların hiç birini kaçırmamak için parmaklarımızı kameralarımızın ve telefonlarımızın tuşlarından ayıramıyorduk. Basamaklardan atlayarak Şeytan Boğazı'nın bulunduğu terasa doğru uzanan köprüye ulaştık. Fakat ilerlemek ne mümkün. Büyük bir gürültü ile dökülen suların serpintileri üstümüze sıçrıyor, bizi sırılsıklam yapıyordu. Daha fazla ıslanmadan girişte aldığımız plastik yağmurlukları giyindik. Buna rağmen ıslanmaktan kurtulamıyorduk. Bir yandan kameralarımızı yağmurluklarımızın içinde korumaya çalışıyor, bir yandan da resim çekmek için mücadele veriyorduk. 






Doğanın ezici gücünü hiç bu kadar yakından görmemiştik. Hangi yana baksak gördüğümüz manzara nefesimizi kesmekteydi. Dökülen suların gürültüsünden kulaklarımız uğulduyarak terastan geriye döndük. Bir asansör bizi dönüş için otobüse bineceğimiz durakların olduğu yere çıkardı. Otobüse bindiğimizde gördüğümüz manzaraların etkisinden hala kurtulamamıştık.
Parkın çıkışında Wilson bizi karşılayarak otele götürdü. Yarın sabah kahvaltıdan sonra bizi alarak havaalanına götürecekti.
Vakit erken olduğundan akşamı ne şekilde değerlendirebileceğimiz konusunda otelden bilgi aldık. Tavsiye üzerine otele yakın bir mesafede bulunan yemekli bir dans gösterisi olan "Rafainn Show" için yer ayırttık. Bir taksi ile 15 dakika sonra ulaştığımız mekandaki büyük bir salonun içinde yer alan masalar neredeyse tamamen dolu idi. Açık büfe şeklinde sunulmakta olan akşam yemeğimizi yöresel dans gösterileri ve müzik eşliğinde yedik. 



Brezilya'daki bundan sonraki rotamız şöyle idi; Yarın Iguazu Şelalelerini arkamızda bırakarak Rio De Janeiro'ya hareket edecektik. Rio'da geçireceğimiz üç gece ve iki tam günden sonra Amazonların kalbine doğru yol alacaktık. Daha sonra ise sırada Peru vardı. Yollar bizi bekliyordu...


10/24

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder