24 Nisan 2016 Pazar

Adı gibi şirin Şirince

İzmir'den Kuşadası'na giderken Selçuk İlçesinden iç kısımlara doğru bir yol ayrımı dikkat çeker. Kavşakta "Şirince" 8 km. levhası vardır. Baharda bu yol sizi yemyeşil çayırların arasından, mandalina ve zeytin ağaçlarının, üzüm bağlarının süslediği tepelerin yamaçlarından bir vadiye çıkarır. Vadiye doğru inen yolun sonunda şirin mi şirin bir köy gözünüze çarpar. Daha yamaçtan inerken beyaz boyalı, pencereleri ahşap çerçeveli evleri ile bu köy sizi büyüler. 






Kendi aracınızla geldiyseniz aracınızı köyün girişindeki otoparka bırakmanız gerekir. Zira köy motorlu araç trafiğine kapalıdır. Selçuk'tan kalkan minibüsler de yolcularını burada indiriler. İner inmez kendinizi köyün sokaklarına atmak istersiniz. Eskiden Rumca adı "Kırkınca" olan köyün taş döşeli sokaklarında dolaşmanın tadı bir başkadır. Yöresel eşyaların satıldığı dükkanlarda köy halkı ile sohbet ederken ikram edilen bir bardak çayın lezzetini unutamazsınız. Sohbet arasında size "Mürver Şurubu" ikram ederler. Şirince'nin özel lezzetlerinden biridir bu hoş kokulu içecek.





Şirince eskiden bir Rum köyü iken 1924 yılındaki mübadelede Kavala ve Selanik'ten gelen Batı Trakya Türkleri tarafından iskan edilmiş. Köy halkı ziraat, meyvecilik ve ev yapımı şarap üretimi ile geçimlerini sağlıyor. Bir de son yıllarda köyün adının duyulması sonucu iç ve dış turizm oldukça önemli bir gelir kaynağı olmuş durumda. Bir kısım köy halkı evlerini gelen ziyaretçiler için pansiyon olarak değerlendiriyorlar. Bu da köye ek bir gelir kaynağı sağlıyor. Köy araç trafiğine kapalı olduğundan gürültü kirliliği de yok. 
Taş döşeli sokaklarda dolaşırken önünüze çıkan bir dükkana girerek köy halkı tarafından yapılan el emeği göz nuru örtülere, yazmalara bakarken vaktin nasıl geçtiğini anlamazsınız. Biraz ilerdeki bir avluda el açması yufka ile yapılan gözlemenin kokusu sizi çağırır. Bir bardak demli çayın dumanında sohbetler koyulur, saatler anlamadan geçer.






Şirince'nin değişik meyvelerden yapılan şarapları da bir başkadır. Köy halkı hemen her evde kendi yaptıkları şarapları şarapevlerinde ziyaretçilerin beğenisine sunar. 
Şirince'nin karakteristik evlerinin arasında Rum yerleşiminden kalma iki de kilise kalıntısı var. Biri restore edilmiş, diğeri ise ne yazık ki bakımsız durumda.
Şirince'ye iki kez gitme fırsatımız oldu. Öylesine huzurlu, öylesine keyifli bir yer ki, şehir yaşamından bunaldığınızda tekrar tekrar gidebileceğiniz ender yerlerden. İlk gidişimizde köyün arkasındaki vadiye bakan bağ evlerinde kalmıştık. Sabah kalktığımızda havadaki tatlı serinliği, sabahları vadiye bakan çardakta yaptığımız kahvaltıdaki her biri ev yapımı ürünlerin tadını hala hatırlarız. Etraf o kadar sessizdi ki, karşı yamaçtaki ormandan gelen balta seslerinin yankılanmasını bile duyardık. 


Kaldığımız bağ evi










Sonraki gidişimizde köy içindeki Kilisealtı Pansiyon'da kaldık. Köydeki esnafla çok güzel sohbetlerimiz oldu. Güzel dostluklar kurduk. Bunların arasında Kıvırcık Şarapevi'nin sahipleri Mustafa ve Sevgi Yılmaz ile sosyal medya üzerinden irtibatımız hala devam ediyor. 
Sevgi hanım ile kahve sohbeti


Köy meydanında lokma dağıtılıyor


Ülkemizde Şirince gibi bozulmamış, doğal yapısını korumuş birçok yer var. Her biri gezilesi, görülesi yerler. Yolunuz o taraflara düştüğünde Selçuk İlçesindeki "Şirince 8 km." levhasının önünden geçerken biraz kulak verdiğinizde Şirince'nin sizi çağırdığını duyabilirsiniz. İşte o zaman hiç tereddüt etmeyin. Şirince'de olmaktan pişman olmazsınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder