15 Nisan 2016 Cuma

Seyahat Hazırlıkları



2014 yılının bir yaz akşamı Çanakkale'de kararını verdiğimiz Güney Amerika seyahati için sıra gezinin detaylarını hazırlamaya gelmişti.

Güney Amerika hakkında bugüne kadar bildiklerim çok sınırlı olduğundan detaylı bir araştırma yapmanın gerekli olduğunu düşünüyordum. Bu amaçla piyasada kıtayı dolaşan gezginlerin yazdığı kitapları araştırdım. Ne yazık ki bu konuda çok fazla kaynak bulamadım. Bulabildiklerim sadece Şeref Pınarcı ve Okan Okumuş’un “Latin Amerika” adlı kitapları oldu. Bu kitaplardan büyük ölçüde yararlandığımı söylemeliyim. Eylül ayında bu kitapları bitirdiğimde Güney Amerika artık benim için yabancı bir yer olmaktan çıkmıştı. Sıra gezi tarihi ve rotayı hazırlamaya gelmişti.


Gezi tarihi olarak Ocak ayını düşündük. Hem yılbaşı telaşı geçmiş olacaktı, hem de kıtadaki iklim şartları Ocak ve Şubat aylarında büyük ölçüde elverişli idi. 

Güney Amerika’ya gidiş ve dönüşümüzü direkt olarak uçtuğundan zaman kazanmak amacıyla THY ile yapmak istiyorduk. THY’nin kıtaya tek bir uçuşu vardı. İstanbul Atatürk Havalimanı kalkışlı TK15 sefer sayılı uçak 13 saat süren uçuş ile Brezilya’nın Sao Paulo şehrine iniyor, bir saatlik bir moladan sonra 3 saat daha uçarak Arjantin’in başkenti Buenos Aires’e varıyordu.

Ekim ve Kasım ayları İstanbul ve Çanakkale’deki işlerimizle ilgilenmekle geçti. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan Aralık ayına girmiştik. Artık ciddi olarak seyahat programımızı kesinleştirmemiz, otel rezervasyonlarını yapmamız ve uçak biletlerini almamız gerekiyordu.

Güney Amerika kıtası çok büyüktü. Onca uzun yola gitmişken mümkün olduğunca çok yer görmek istiyorduk. Öte yandan seyahat süresinin çok fazla uzaması, çocuklarımızı ve daha bir yaşlarında olan torunlarımızı yalnız bırakacak olmamız nedeniyle bizi rahatsız ediyordu. Bu yüzden çok görmek istememize rağmen Şili ve Bolivya’yı bir başka Güney Amerika seyahatine bırakarak programımızdan çıkardık.

Seyahatimiz Arjantin’den başlayarak Brezilya ile devam edecek ve Peru ile sonlanacaktı. Ayrıca Buenos Aires’de iken bir günlüğüne Uruguay’ın başkenti Montevideo’ya gidecektik. Mesafenin yakın olması nedeniyle orayı da görmeden geçmek istemedik. Toplam seyahat süresini kısaltmak için her türlü alternatifi denememize rağmen gidiş ve dönüş ile birlikte seyahatimiz 27 günü bulacaktı.

Programımız şöyle idi;
İstanbul’dan Arjantin’in başkenti Buenos Aires’e uçacak ve orada 2 gün kalacaktık. Bu iki günün şehrin belli başlı yerlerini görmek için yeterli olduğunu düşünüyorduk. Daha sonra uçakla bir gece kalmak üzere Montevideo’ya gidecek, ertesi günü tekrar Buenos Aires’e dönecektik. 

Montevideo dönüşü Buenos Aires’de bir gece daha kaldıktan sonra, ertesi sabah Iguazu Şelaleleri’nin olduğu bölgeye uçmayı planlamıştık. Niyetimiz şelaleleri hem Arjantin, hem de Brezilya tarafından görmekti. Bunun için Iguazu Şelalelerinin Arjantin tarafında bulunan Puerto Iguazu şehrinden sınır geçişi yaparak Brezilya tarafındaki Foz De Iguazu’ya gidecektik.

İguazu Şelalelerinden sonraki durağımız Rio De Janeiro idi. Orada da üç gece kaldıktan sonra Amazon bölgesinin en büyük şehri olan Manaus’a gidecektik. Böylece seyahatimizin Brezilya ayağını da tamamlamış oluyorduk. Sıra Peru’ya geliyordu.

Peru’daki ilk durağımız başkent Lima olacaktı. Burada 2 gece kaldıktan sonra dünyanın deniz seviyesinden en yüksekteki ve en büyük gölü olan Titicaca Gölü’nü görmek üzere Puno şehrine gidecek, orada 2 gece kaldıktan sonra 10 saat sürecek bir tren yolculuğu ile eski İnka İmparatorluğu’nun başkenti olan Cusco’ya geçecektik. Cusco’yu programa almamızın en önemli nedeni antik kent “Machu Picchu” yu görmekti.

Bundan sonra dönüş yolculuğuna başlayacaktık. Başkent Lima üzerinden Sao Paulo’ya uçacak, burada bir gece kaldıktan sonra 13 saat sürecek olan dönüş yolculuğumuzu yapmak üzere THY’nın TK16 sefer sayılı uçağı ile İstanbul’a hareket edecektik.

Güney Amerika Kıtasına yapacağımız bu seyahatte 4 ülke ve 11 şehir görecek, gidiş ve dönüş ile birlikte 14 uçak yolculuğu yapacak, 10 ayrı otelde toplam 26 gece kalacaktık.  Gideceğimiz ülkelerin hiçbiri Türk Vatandaşlarından vize istemiyordu. O yüzden vizeler için koşturmamıza gerek kalmamıştı. 

İlk defa bu kadar karmaşık bir program yapıyor olduğum için bir miktar tedirginlik duyuyordum. Bir yerdeki aksama bütün programı altüst edebilirdi.

Seyahatten bir hafta önce bütün otel rezervasyonlarını tamamlamıştım. İnternet üzerinden satın almış olduğum tüm uçak ve tren biletleri ile otellerin rezervasyon onay belgelerini bir dosya içine yerleştirerek çantama koydum. Fotoğraf makinelerimizin hafıza kartlarını boşaltıp pillerini şarj ettik.

21 Ocak günü geldiğinde bütün hazırlıklarımız tamamlanmıştı. Uçuşumuz 22 Ocak sabahı saat 09:30’da idi. Akşam çocuklarımız ve torunlarımızla vedalaştık. 22 Ocak sabahı saat 07:00'de Ataköy’deki evimizden hareket ettik.



2/24

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder