İstanbul'da seyahat programını hazırlarken Puno ile Cusco arasında Peru Demiryolları'nın düzenli tren seferleri olduğunu görmüştüm. "Andean Explorer" isimli tren Cusco ile Puno arasındaki 350 km. lik yolu seyahat edenlere hoşça vakit geçirterek 10 saatte katediyordu. Tren seferleri her iki yöne yapılabiliyordu.
İstasyona vardığımızda valizlerimizi kargo vagonuna teslim ederek bekleme salonuna geçtik. Biletlerimizi seyahat öncesi internetten almıştım. Biraz sonra kapıları açarak yolcuları vagonlara yönlendirdiler. Yerler numaralı olduğundan bir karışıklık olmadan yerlerimizi bulduk. Vagonlar oldukça nostaljik bir dekorla döşenmişti. Yolcuların oturacakları berjer stili koltukların ortasındaki masalarda bulunan abajurlu lambalar ve içinde taze çiçekler olan vazolar dekoru tamamlamaktaydı.
En sondaki vagonda bir bar ve oturmak için masalar bulunuyordu. Bu vagonun arka kısmındaki camsız bir alan açık havada etrafı seyretmek isteyenler için ayrılmıştı.
Trenimiz tam saatinde hareket ederek Titicaca Gölü'nün kıyısından kuzeye doğru ilerlemeye başladı. Bir süre sonra etrafımız uçsuz bucaksız bozkırlarla çevrilmişti. Uzaklarda And Dağlarının sisli dorukları görülüyordu.
Yolculuğumuz masalara yapılan kahve ve çay servisi ile keyifli bir şekilde devam etmekteydi. Zaman zaman arkada bulunan camsız bölmeye giderek etrafımızda akıp gitmekte olan manzarayı resimliyorduk. Tren yolu arada yol üzerinde bulunan kasabalardan geçmekteydi. Trenimiz evlerin ve sokakların arasından hızla geçerken insanların günlük hayatlarından sahneler göze çarpıyordu. Görüş alanımıza bazen yol kenarında çamaşır yıkayan bir kadın giriyor, bazen de evlerinin önünde oynayan ve trenimize el sallayan çocuklara rastlıyorduk.
Öğleye doğru "La Raya" adlı istasyonda yarım saat süren bir mola verildi. Kısa bir süre için trenden indik. Yakınlardaki köylerde yaşayan halkın satttığı el işi ürünlerin tezgahlarına bakındık. Sevimli Lamaların resimlerini çektik. Tekrar yola koyulduğumuzda öğle yemeği servisi başlamıştı.
Yemek sonrası gözlem vagonuna geçerek geleneksel bir Peru içkisi olan Pisco ile yapılan "Pisco Sauer" adlı kokteylin tanıtımını izledik. Tabii ki tatmadan olmazdı. Yolcularımız arasında Almanlar, Amerikalılar, Perulu ve Kolombiyalı guruplar vardı. Herkes neşe içinde sohbet ediyor, etrafımızdaki manzaranın tadını çıkarıyordu. Trenimiz And Dağlarının arasından kıvrıla kıvrıla yola devam ederken barın bulunduğu vagonda Perulu bir müzik gurubunun yöresel danslardan oluşan bir gösterisini izledik. Parlak kıyafetleri ile dans eden Perulu kızlar alkışlar içinde yolcuları dansa kaldırarak ortama neşe katmaktaydılar.
Artık Cusco'ya yaklaşmaya başlamıştık. Dağlık bölgeden çıkmış, içinde bir nehir yatağının yeraldığı bir boğazı takip ederek ilerlemekteydik.
Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Trenimiz Cusco'nun dış mahallelerine girmiş evlerin arasından ağır ağır şehir merkezindeki "Wanchaq" İstasyonu'na doğru yaklaşıyordu. İstasyona vardığımızda saat 18:00 di. 10 saat süren unutulmayacak bir tren yolculuğu yapmıştık. Valizlerimizi teslim alarak bir taksi ile kalacağımız otele geldik. Lobideki giriş işlemlerimiz yapılırken birer fincan koka çayı getirdiler. Bulunduğumuz yükseklik deniz seviyesinden 3400 m.kadar yukarıdaydı. Tren yolculuğunda bir ara 4000 m. ye kadar çıkmıştık. O yükseklikte nabız sayımız bir hayli yükselmişti. Ama şimdi kendimizi daha rahat hissediyorduk. Odaya yerleştikten sonra lobiden yarınki program için gerekli rezervasyonlarımızı yaptık. Akşam yemeği için otelin kafeteryasında hafif bir şeyler yedikten ve civarda kısa bir yürüyüş yaptıktan sonra odamıza çekildik. Cusco'da 3 gece kalacaktık. Yarın Cusco yakınlarındaki İnkaların antik kentlerini gezecek ve şehir merkezinde dolaşacaktık. Bir sonraki gün ise bulutlar şehri Machu Picchu bizi bekliyordu.
21/24
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder