Fakat bir tuhaflık vardı. Kendimizi bir garip hissetmeye başlamıştık. Sanki aldığımız nefes yetmiyordu. Uçaktan çıktığımızda terminal binasına doğru yürürken 8-10 adımda bir durup nefes almaya çalışıyorduk. 1,5 saat içinde deniz seviyesinden 3800 m. ye çıkmış olmamızın üzerimizde bu kadar etkisi olacağını tahmin etmemiştik. Valizlerimizi aldıktan sonra bir taksi ile anlaşarak kalacağımız otelin bulunduğu Puno'ya doğru hareket ettik.
Juliaca - Puno karayolu |
Biraz sonra bindiğimiz taksi şehir dışına çıkarak çorak bir arazi boyunca ilerlemeye başladı. Yolun her iki tarafında uzaklarda And Sıra Dağları bütün heybeti ile uzanmaktaydı. Bozkırda hayvan sürülerini otlatmakta olan çobanlar görülüyordu. Yaklaşık 1 saat sonra Puno'ya geldik. Taksi şöförü tepeden aşağı doğru kıvrılarak inen bir yoldan kalabalık bir meydanın girişinde bizi indirdi.
Titicaca Gölü |
PUNO |
Yolun bundan sonraki kısmı trafiğe kapalı idi. Puno, festivalleri ile tanınan bir şehirdi. Şubat ayının, civar köylerden gelen ve yöresel kıyafetleri ile dans ederek şehrin sokaklarında geçit yapan guruplarla dolu geçtiğini duymuştuk. Güzel bir tesadüf olarak biz de tam bu dönemde Puno'ya gelmiştik. Şehir merkezi insan kaynıyordu. Dört bir yandan gelen müzik sesleri arasında kalabalığı deyim yerindeyse yararak valizlerimizle otele vardık.
Puno'dan festival görüntüleri |
Bir süre dinlendikten sonra lobiye inerek otelin restoranında birşeyler atıştırdık. Dışarıdan gelen bir uğultu dikkatimizi çekti. Bir de ne görelim, hemen hemen ceviz büyüklüğünde dolu yağmaz mı. Kısa sürede yollar doludan bembeyaz olmuştu. Akşamüzeri olmasına rağmen dışarıda müzik sesleri kesilmemişti. Şehrin ana meydanına doğru yürümeyi düşündük. Hala oksijen açlığı çekmekteydik. Fazla uzaklaşmadan tekrar otele dönmek zorunda kaldık. Bu yüksekliğe uyum sağlamakta zorluk çekenler için otelde oksijen takviyesi yapıyorlardı. Beşer dakika kadar oksijen almak ikimize de iyi gelmişti. Otele yeni giriş yapmakta olan Peru'lu bir hanım bize valizinden çıkardığı bazı haplar verdi. Meğer deniz seviyesinden bu yüksekliğe çıkmadan birkaç gün önce yükseklik hastalığına (Altitude Sickness) yakalanmamak için adı "Soroche Pills" olan bu haplardan kullanmaya başlamamız gerekirmiş. Seyahatle ilgili araştırmalarımda ben bunu nasıl olupta atlamıştım.
Lobiden yarınki göl gezisi için rezervasyon yaptırdıktan sonra odamıza çıktık. Yarınki gezi için dinlenip enerji toplamamız gerekiyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder