Telefonun alarmı ile uyandığımızda saat sabahın 05:00'i idi. Güne Himalayalar üzerinde yapacağımız uçak yolculuğu ile başlayacaktık. Bu saatte daha kahvaltı servisi başlamadığından hızlıca giyinerek hemen aşağıya indik. Bir gün önce Katmandu'da gezdiğimiz aracın şöförü otelin girişinde bizi bekliyordu. Şehrin henüz hareketlenmemiş caddelerinden geçerek havaalanına vardığımızda hava hala karanlıktı.
DROP DOWN MENÜ
- ANA SAYFA
- HAKKIMDA
- TÜRKİYE
- GÜNEY AMERİKA
- Asya
- AFRİKA
- Avrupa
- OKYANUSYA
- ANTARKTİKA
- İLETİŞİM
30 Ekim 2016 Pazar
9 Ekim 2016 Pazar
Katmandu
İlk durağımız şehre hakim bir tepede bulunan "Swayambhunath" Budist Tapınağı ya da yaygın olarak bilinen adı ile "Monkey Temple" (Maymun Tapınağı) idi.
17 Eylül 2016 Cumartesi
Nepal yolunda
14 Eylül 2016 Çarşamba
Ganj'da gün doğumu
Telefonun alarmı çaldığında saat sabahın 04:30'u idi. Bugün Ganj Nehri kıyısında daha gün doğmadan düzenlenecek olan "Aarti Töreni" ni izlemek üzere otelden erkenden hareket edecektik. Otelin lobisinde bir koltukta uyuya kalmış olan rehberimiz Sahani'yi uyandırmak bize düşmüştü. Otelin önündeki caddede bekleyen rikşalardan biri ile anlaşarak törenin yapılacağı alana doğru yola koyulduk. Gecenin karanlığında Varanasi'nin dar sokalarından geçerek tören alanına vardığımızda saat 05:00'i gösteriyordu.
4 Eylül 2016 Pazar
Kutsal şehir Varanasi
![]() |
Ramnagar Kalesi |
Birçok gezgin eğer Varanasi'ye gitmemişseniz Hindistan'a gitmiş sayılmazsınız der. Bence bu tespit çok doğru. Burada Hindistan'ın bambaşka bir yüzünü görüyorsunuz. Bir yanda sefalet ve açlık, diğer yanda mistik dünyanın çarpıcı görüntüleri sizi alıp bir başka dünyaya götürüyor. Sanki bir masal aleminin içinde hissettiriyor sizi havadaki atmosfer.
28 Ağustos 2016 Pazar
Delhi'den Varanasi'ye
Sabah çok
gecikmeden otelden çıkış yaparak Delhi'ye doğru yola koyulduk. Bir önceki gün
katettiğimiz yolu bu sefer Agra'dan Delhi istikametine doğru yapmaktaydık.
Otele varışımız şehir içi trafiğinin de etkisi ile öğleden sonrayı bulmuştu.
Yolda yaptığımız telefon görüşmesi sonucu Agra'ya gelmeden önce bizi Delhi'de
gezdiren taksi şöförü Harbindhar otelin önünde bekliyordu. Kısa bir dinlenmeden
sonra günün kalan vaktini değerlendirmek üzere Harbindhar'ın nostaljik taksisi
ile hareket ettik.
9 Ağustos 2016 Salı
Agra'ya gidiyoruz
Sabah bizi Agra'ya götürecek araç sözleştiğimiz gibi saat 09:30'da otelin önündeydi. Yanımıza küçük bir çanta almıştık. Dönüşte tekrar bu otele geleceğimizden valizlerimizi emanete bıraktık. Delhi'nin sabah trafiğinden kurtulmak biraz zaman aldı. Bir süre sonra Agra istikametine giden şehirler arası yoldaydık. Agra'ya gidişimizin nedeni dünya çapında ün yapmış olan "Taj Mahal"i görmekti. Hindistan'a gelmişken burayı görmeden dönmek olmazdı. Bunun için Delhi Agra arasındaki yaklaşık 220 km.lik yolu katetmek gerekiyordu.
6 Haziran 2016 Pazartesi
Delhi'de iki gün
Indian Gate |
31 Mayıs 2016 Salı
Hindistan bizi çağırıyor
"..,doğuya yapılacak yolların kararları daha hızlı, daha plansız alınıyor sanki. Adeta zamanı gelince doğu seni çağırıyor." "...Hindistan'a bir gün gideceksen, o zaten seni kendine getireceği zamanı hayatta beklemediğin bir anda da olsa önüne atar"
Bizim de Hindistan'a gitmeye karar vermemiz aynen böyle oldu.
24 Nisan 2016 Pazar
Adı gibi şirin Şirince
İzmir'den Kuşadası'na giderken Selçuk İlçesinden iç kısımlara doğru bir yol ayrımı dikkat çeker. Kavşakta "Şirince" 8 km. levhası vardır. Baharda bu yol sizi yemyeşil çayırların arasından, mandalina ve zeytin ağaçlarının, üzüm bağlarının süslediği tepelerin yamaçlarından bir vadiye çıkarır. Vadiye doğru inen yolun sonunda şirin mi şirin bir köy gözünüze çarpar. Daha yamaçtan inerken beyaz boyalı, pencereleri ahşap çerçeveli evleri ile bu köy sizi büyüler.
20 Nisan 2016 Çarşamba
Avusturya Alp Gölleri
![]() |
Salzburg |
15 Nisan 2016 Cuma
Seyahat Kararı
Seyahat Hazırlıkları

2014 yılının bir yaz akşamı Çanakkale'de kararını verdiğimiz Güney Amerika seyahati için sıra gezinin detaylarını hazırlamaya gelmişti.
Güney Amerika hakkında bugüne kadar bildiklerim çok sınırlı olduğundan detaylı bir araştırma yapmanın gerekli olduğunu düşünüyordum. Bu amaçla piyasada kıtayı dolaşan gezginlerin yazdığı kitapları araştırdım. Ne yazık ki bu konuda çok fazla kaynak bulamadım. Bulabildiklerim sadece Şeref Pınarcı ve Okan Okumuş’un “Latin Amerika” adlı kitapları oldu. Bu kitaplardan büyük ölçüde yararlandığımı söylemeliyim. Eylül ayında bu kitapları bitirdiğimde Güney Amerika artık benim için yabancı bir yer olmaktan çıkmıştı. Sıra gezi tarihi ve rotayı hazırlamaya gelmişti.
Buenos Aires
Seyahatlerde
gece geç yatsanız bile sabah erkenden uyanmanız gerekir. Çünkü zaman kısıtlıdır ve bu
kısıtlı zaman dilimine sığdıracak çok şey vardır. Uçağımız bir önceki akşam
saat 22:30 da Buenos Aires’in Uluslararası Ezeize Havalimanına inmiş, pasaport
kontrolü ve valizlerin alınmasını takiben bir taksi ile otele varışımız gece
yarısını bulmuştu. Buna rağmen sabah uyandığımızda kendimizi dinlenmiş hissediyorduk.
Otelimiz şehrin oldukça merkezi bir yerinde, Mayıs Meydanı ile Obelisk (dikilitaş) arasındaki Avenue Diagonal üzerinde idi.
Otelimiz şehrin oldukça merkezi bir yerinde, Mayıs Meydanı ile Obelisk (dikilitaş) arasındaki Avenue Diagonal üzerinde idi.
Mayıs Meydanı'ndan Mayıs Bulvarı'na
Buenos Aires'deki ilk günümüzde şehir turunu tamamladıktan sonra kısa bir yürüyüş ile şehrin en çok ziyaret edilen mekanlarından biri olan "Plaza De Mayo" ya (Mayıs Meydanı) vardık. Meydan'ın ünü pembe rengi ve koloniyal mimarisi ile dikkat çeken "Casa Rosada" (Başkanlık Sarayı)'ndan geliyor. Arjantin Devlet Başkanı Juan Peron'un 1945 yılında tutuklanmasının ardından eşi Eva Peron bu sarayın balkonundan 300 bin kişiye hitap ederek eşinin serbest bırakılmasını talep etmiş.
Recoletta
La Boca
Buenos
Aires’in hareketli ve renkli kimliğe sahip olan bölgesi neresidir diye sorduğunuzda alacağınız cevap “La Boca” semti olur. Cıvıl cıvıl insanları, sokaklarda
tango yapan çiftleri ve rengarenk boyalı evleri ile bir başka dünyada
zannedersiniz kendinizi.
Bir öğle vakti kendimizi La Boca semtinin Caminito denilen bölgesinde bulduk.
Bir öğle vakti kendimizi La Boca semtinin Caminito denilen bölgesinde bulduk.
Montevideo'da bir gün
Buenos Aires kıtanın iç kısımlarından gelen Rio Parana ve Rio Uruguay nehirlerinin Atlas Okyanusu'na kavuştuğu Plata Körfezi'nin güney sahilinde yer alıyordu. Bu iki nehir denize karışmadan önce muazzam bir delta oluşturmuştu. Tigre Deltası. Körfezin hemen karşı kıyısında yani kuzey yakasında ise Uruguay kıyıları vardı. Bu kadar yakınken Uruguay'ın başkenti Montevideo'yu görmeden buralardan gitmek olmazdı.
14 Nisan 2016 Perşembe
Iguazu'ya gidiş
Montevideo'dan kalkan uçağımız saat 16:00 sularında Buenos Aires'in Ezeize Havaalanına inmişti. Montevideo'ya giderken valizlerimizin bir kısmını otelde bırakmıştık. Yanımızda sadece iki küçük kabin içi çantamız vardı. O yüzden valizler için beklememiştik. Pasaportumuza ikinci kez Arjantin giriş mührü vurulduktan sonra hemen bir taksi ile kaldığımız otele ulaştık. Yarın sabah Iguazu Şelaleleri'nin Arajantin tarafında bulunan Puerto Iguazu'ya hareket edecektik.
Iguazu Şelaleleri - Arjantin
Sabah otelde aldığımız güzel bir kahvaltıdan sonra bizi Iguazu Milli Parkı'na götürecek taksi geldi. Şöförümüz Wilson Escobar ile tanıştık. Otel açıldığından bu yana bu taksi ile çalışıyorlarmış. Lobideki kız Wilson için çok olumlu konuştu. Nitekim, Iguazu'da kaldığımız süre boyunca kendisinden çok memnun kalacaktık. Wilson Escobar son derece kibar, uyumlu bir kişiliğe sahipti.
Bizi ağaçlarla kaplı yollardan Iguazu Milli Parkı'nın Arjantin tarafındaki girişine götürdü. Gezimizi bitirdikten sonra parkın içinde bulunan Sheraton Otelinin lobisinde buluşmak üzere sözleştik.
Bizi ağaçlarla kaplı yollardan Iguazu Milli Parkı'nın Arjantin tarafındaki girişine götürdü. Gezimizi bitirdikten sonra parkın içinde bulunan Sheraton Otelinin lobisinde buluşmak üzere sözleştik.
Iguazu Şelaleleri - Brezilya
Rio De Janeiro-1
Uçağımız saat 17:00 sularında Rio De Janeiro'nun denizin doldurularak üzerine inşa edildiği Santos Dumont Havalimanı'na indi. Bir taksiye atlayarak Rio'nun ünlü Copacabana Plajı'nın girişindeki otelimize ulaştık. Rio'da iki tam günümüz vardı. Bu iki günden birinde şehir turu yapacak, akşam samba gecesine katılacak, diğer gün ise şehri dolaşacaktık. Havanın elverişli olması halinde denize girmeyi bile düşünüyorduk.
Rio De Janerio - 2
Bugün Rio'daki ilk günümüzdü. Otelde aldığımız kahvaltıdan sonra bir taksiye atlayarak şehrin merkezi olarak gecen "Lapa" bölgesine gittik. Sokaklarda kalabalığa karışarak dolaştık. İstanbul'daki Mahmutpaşa benzeri çarşılarda yöresel ürünlerin satıldığı küçük küçük dükkanlara girip çıktık. Vaktin nasıl geçtiğini anlamadan öğleni bulmuştuk.
Rio De Janeiro - 3
Bugün Rio'daki 2. günümüzdü. Sabah kahvaltıyı erken aldıktan sonra şehir turu için gelen otobüse bindik. Turda Peru'lu kalabalık bir aile, Arjantin'li ve Japon bir çift ile seyahat boyunca rastladığımız yegane Türk olan Zonguldak'tan bizim yaşlarımızda bir çift vardı. İlk olarak Rio'nun sembolü olan ve zirvede dev İsa heykelinin bulunduğu Corcovado tepesine gidecektik. Hava kapalı idi. Tepeye varana kadar açmasını umut ediyorduk. Şehir içindeki yollarda deniz kıyısına kadar uzanan tepeler nedeniyle birçok tünel mevcuttu. Otobüsümüz bu tünellerden geçerek tepeye doğru çıkan yola tırmanmaya başladı.
Amazonlar'a doğru
Bugün Brezilya Amazonları'nın merkezi olan Manaus'a gitmek üzere Sao Paulo'ya hareket edecektik. Rio'dan Manaus'a direkt uçuşu fiyatlı bulduğumuzdan Avianca Havayolları ile Sao Paulo'ya hareket edecek, bir gecelik konaklamadan sonra ertesi gün 5 saatlik uçuş ile Manaus'a gidecektik. Kahvaltı sonrası bir taksi ile Rio'nun Santos Dumont Havaalanı'na hareket ettik. Uçağımızın kalkış saati 11:20 idi. Sao Paulo uçuşumuz bir saat sürecekti. Saat 12:00 olmasına rağmen hala kapıları açmamışlardı. Nedenini sorduğumuzda Sao Paulo'daki olumsuz hava koşullarının düzelmesi beklendiği söylendi. Nihayet Saat 13:30'da uçağa aldılar. Uçağımız saat 15:00 civarında Sao Paulo'nun iç hatlara hizmet veren Congonhas Havaalanı'na inmişti. Uçak bir türlü aprona yanaşmıyordu. Pencereden baktığımızda dışarıda şiddetli sağnak yağış olduğunu gördük. Ortalığı sel götürüyordu. Pilot, sağnak yağış hafifleyene kadar kapıların açılmayacağını anons etti. Ayakta yarım saat bekledikten sonra nihayet sağanak hafifledi, kapılar açıldı.
Manaus - 1
Sabah Brezilya Amazonları'nın merkezi olan Manaus'taki ilk gezimizi yapmak üzere bizi almaya gelen araçla otelden hareket ettik. Limana geldiğimizde iskelede demirlemiş birçok gezinti teknesi hazır bekliyordu. Bizi bu teknelerden birine aldılar. İki katlı olan teknenin, etrafı açık olan üst katı çevreyi daha iyi görmek ve fotoğraf çekmek için çok uygundu. Teknemiz limandan yavaş yavaş ayrılırken hava kapamış ve hafif bir yağmur atıştırmaya başlamıştı. Bulunduğumuz coğrafya tropikal iklim kuşağında olduğundan hava her an yağış yapabiliyordu.
Manaus - 2
Manaus Limanı |
Brezilya'dan Peru'ya
Bugün Amazonlar'dan ayrılıp bir kez daha Sao Paulo'ya gidecektik. GOL Havayollarının G3 1653 sefer sayılı uçağımız Manaus saatiyle 10:15 de hareket ederek 4 saat süren uçuş sonrası Sao Paulo'nun Uluslararası Guarulhos Havalimanı'na indi. Otele vardığımızda hava kararmak üzereydi. Derhal üstümüzü değiştirerek akşam yemeği için otelin karşısında bulunan İbirapuera Alışveriş Merkezi'ne gittik. Fazla oyalanmadan otele döndük. Yarınki uçuşumuz saat 09:00'da idi. Guarulhos Havaalanı otelimizin bulunduğu İbirapuera semtinden araba ile bir saatlik mesafede olduğundan saat 06:00 da otelden hareket etmemiz gerekiyordu.
Lima
Plaza Des Armas - Lima |
Puno'ya gidiş
Titicaca Gölü
Peru ile Bolivya arasındaki sınırın bir bölümünde dünyanın en yüksekteki en büyük gölü yer alıyor. Deniz seviyesinden 3800 m. yüksekte olan bu gölün adı Titicaca Gölü. 194 km. uzunluğunda ve 65 km. genişliğindeki bu gölün en derin yerinin 280 m. olduğunu okumuştum. Hakkında birçok efsaneler bulunan bu gölde sekiz adet ada var. Bu adalardan biri ve en büyük olanı gölün Bolivya sınırı içinde olup, üstünde bazı kalıntılar bulunan Titicaca adası. Adada bulunan Güneş Tapınağı kalıntılarından dolayı "Güneş Adası" olarak da biliniyor.
Puno'dan Cusco'ya giderken
Sabah saat 06:00 da telefonun alarmı bizi uyandırdı. Hızlı bir şekilde toplandıktan sonra kahvaltı sonrası otelden çıkış yaptık. Bugün 10 saat sürecek tren yolculuğu sonrası akşama doğru Cusco'ya varmış olacaktık. trenimizin kalkış saati 08:00 idi.
İstanbul'da seyahat programını hazırlarken Puno ile Cusco arasında Peru Demiryolları'nın düzenli tren seferleri olduğunu görmüştüm. "Andean Explorer" isimli tren Cusco ile Puno arasındaki 350 km. lik yolu seyahat edenlere hoşça vakit geçirterek 10 saatte katediyordu. Tren seferleri her iki yöne yapılabiliyordu.
İstanbul'da seyahat programını hazırlarken Puno ile Cusco arasında Peru Demiryolları'nın düzenli tren seferleri olduğunu görmüştüm. "Andean Explorer" isimli tren Cusco ile Puno arasındaki 350 km. lik yolu seyahat edenlere hoşça vakit geçirterek 10 saatte katediyordu. Tren seferleri her iki yöne yapılabiliyordu.
Cusco
Sabah kalktığımızda kendimizi dinlenmiş ve zinde hissediyorduk. Sıkı bir kahvaltı sonrası otelin consierge servisinde çalışan güler yüzlü Perulu kızımız Marianella'nın ayarlamış olduğu araç bizi almaya geldi. Saat 09:00 civarında hareket ettik. Bugünkü programımızda Cusco civarındaki antik kentler vardı. Şehrin kenar mahallelerinden çıkarak tepelere doğru tırmanmaya başladık.
Machu Picchu
Etiketler:
Cusco,
GüneyAmerika,
Machu Picchu,
Peru
Dönüş Yolunda
Lima'dan ayrılalı iki gün olmuştu. Cusco'dan Lima'ya geldiğimizde Şubat'ın 14'ü idi. O akşam Larcomar Alışveriş Merkezi'ndeki bir restoranda Pasifik Okyanusunu seyrederek sevgililer gününü kutlamış, ertesi gün Peru'dan ayrılarak Sao Paulo'ya hareket etmiştik. Aynı akşam Sao Paulo'da gecelemiş, bir sonraki gece ise kaldığımız otelden 02:00 gibi çıkmış bir taksi ile havaalanına gelmiştik. Şimdi önümüzde 13 saat sürecek bir uçak yolculuğu vardı. THY'nin uçağında koltuklarımıza yerleştiğimizde saatimiz sabaha karşı 05:30 u gösteriyordu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)